Laparoskopik Cerrahi Komplikasyonları

Laparoskopik Cerrahi Komplikasyonları

Laparoskopik cerrahi sırasında veya sonrasında hastalarda birtakım komplikasyonların da oluşabildiği bilinmektedir.

Laparoskopi nedir sorusunun cevabı, genellikle karın bölgesinde oluşan herhangi bir hastalığın tanısı veya tedavisi için kullanılan bir ameliyat biçimidir. İsmini prosedür sırasında kullanılmakta olan “laparoskop” cihazından almaktadır. Prosedür, ameliyat sırasında cilt üzerinde kesilen küçük bir alandan cihazın vücut içerisine konulması ile yapılmaktadır. Kesik ise, genellikle 0.5-1 cm aralığında yapılır, laparoskop vücut içerisinde iken üst kısmında bulunan teleskop ile vücudun içerisinin ameliyathanede bulunan monitör aracılığıyla görülmesi mümkün kılınmaktadır. Laparoskopik cerrahide anestezi de yapılmaktadır.

Laparoskopik cerrahi, halk arasında aynı zamanda kapalı ameliyat olarak bilinmektedir. Hasta açısından genel anlamda daha az acıya neden olur ve ayrıca iyileşmenin süresini de kısaltabilmektedir. Laparoskopik cerrahi sırasında veya sonrasında hastalarda birtakım komplikasyonların da oluşabildiği bilinmektedir. Laparotomi komplikasyonları, birinci ve ikinci etap komplikasyonları şeklinde ikiye ayrılabilmektedir.

Laparoskopik cerrahinin yapılmasının sebepleri çeşitlidir. Örneğin bir safra kesesi ameliyatı, apendektomi, kist cerrahisi ve histerektomi için bu ameliyat türü tercih edilebilir.

Birinci Etap Yaralanmaları

Birinci etap komplikasyonları, cihazların yerleştirilmesi sırasında oluşabilmektedir. Cihazların yerleştirilmesi sırasında tam bir görünüm elde edilemediğinden yaralanmalar oluşabilir.

1.      Damarlarda Görülen Yaralanmaları

Genellikle ameliyat sırasında görülen bu komplikasyonda, büyük bir damarda oluşan yaralanma sonucunda karın boşluğunda kanama görülmesi mümkündür. Ameliyat sırasında bu yaralanmanın bir damar cerrahı tarafından tedavi edilmesi şarttır.  Major veya minör damarlarda görülmesine göre farklı tedavi yöntemleri oluşacaktır. Major damar tedavisi ameliyat sırasında laparoskopik ameliyatın, normal bir cerrahi müdahaleye dönüştürülüp kesilen boşluktan onarılmasıyla yapılmaktadır. Minor damarların tedavisi ise yine laparoskop cihazı ile tamamlanabilmektedir.

2.      Mide ve Bağırsakta Görülen Yaralanmalar

Mide yaralanmaları, Verres iğnesi sebebiyle oluşan bu yaralanmalar kendiliğinden iyileşebilir ve genel olarak 100.000 kişiden 4 kişide görülebildiği tespit edilmiştir. Özellikle bağırsak yaralanmalarında ise en öncelikli durum tespit edilebilmesidir. Bu tespit işlemi ise genel bir gözlem yapılarak oluşur. Bu durum ise 10.000 kişiden 6 kişide görülmektedir. Tedavi laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Zaman zaman daha acil durumlarda normal bir ameliyat şeklini alabilmektedirler.

3.      Mesanede Görülebilen Yaralanmalar

Prosedür sırasında kullanılan verres iğnesi veya trokar sebebiyle oluşabilir. Laparoskopik müdahale yapılabilse de ameliyat sonrasında bir süre idrar sondası kullanımı gerekli görülebilir.

İkinci Etap Yaralanmaları

İkinci etap yaralanmalar, cerrah tarafından yürütülen ameliyat sırasında gerçekleşebilen durumların yaralanmalarıdır.

1.      Epigastrik Arterde Görülen Yaralanmalar

Epigastrik arter, karın ön duvarında konumlanmış ve karın kaslarını besleyen damarlar olarak bilinmektedirler. Genel anlamda sık görülen bir durum olsa da bu komplikasyonun tedavisi vardır. Bölgeye atılan dikiş ve elektro koterizasyon yapılması ile tedavi tamamlanır.

 

 

2.      Üreterde Görülen Yaralanmalar

Üreter, idrarı böbreklerden mesaneye taşıyan bir organdır. Vücut içerisinde sağ ve sol tarafında olmak üzere iki adet bulunur. Rahim ve yumurtalıklara yakın ve ilişkili olduğundan üreterin yaralanması hemen tedavi edilmelidir. Bir üroloji uzmanı tarafından yapılan tedavi, normal açık ameliyata dönüştürülerek yürütülür.

3.      CO2 Gazı Embolisi Oluşumu

CO2 gazının damar içerisine girerek dolaşımı bozmasından kaynaklı olan bu komplikasyon, oldukça nadir olarak görülür.

4.      İnsizyonel Henri

Fıtık gelişmesi anlamına gelmekte olan bu kompllikasyon, şeker ve kilolu hastalarda daha sık görülmektedir. Tedavisi ise normal bir fıtık tedavisi şeklinde yapılmaktadır.

5.      Mesanede Görülen Yaralanmalar

Laparoskopik ameliyatların %1’lik bir kısmında görülür ve tedavisi ise laparoskopik olarak yapılabilir. Ayrıca mesaneye sonda yerleştirilmesi de gerekebilir. Nadiren oluşan hasarın büyük olması ile klasik bir açık ameliyata dönüştürülebileceği de bilinmelidir.

 






Labioplasti İçin Doğru Teknik Nasıl Belirlenir?
Labioplasti İçin Doğru Teknik Nasıl Belirlenir? Labioplasti, kadınların dudaklarını yeniden şekillendirmek için cerrahi bir prosedürdür. Bu işlem, dudakların boyutunu, şeklini ve simetrisini düzeltmek veya değiştirmek için kullanılır. Labioplasti, hem estetik hem de fonksiyonel nedenlerle gerçekleştirilebilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir. Ancak, bu cerrahi işlem öncesinde dikkate alınması gereken birçok faktör vardır. Anatomik Yapı: Her hastanın anatomik yapısı farklıdır ve bu nedenle labioplasti için en uygun teknik veya yaklaşım, hastanın mevcut özelliklerine bağlı olarak belirlenmelidir. Dudakların boyutu, simetrisi ve genel anatomik yapısı, cerrahın seçeceği teknik üzerinde belirleyici olabilir. Hasta Tercihleri: Labioplasti genellikle estetik ve/veya fonksiyonel nedenlerle yapılır. Hastanın istekleri ve beklentileri, cerrahın uygun teknik seçiminde önemli bir faktördür. Bazı hastalar dudaklarının görünümünden rahatsızlık duyarken, diğerleri dudaklarının işlevselliğini artırmak isteyebilir. Hastanın tercihleri ve beklentileri, cerrahın tedavi planını belirlemesine yardımcı olur. Cerrahın Uzmanlığı: Labioplasti işlemi cerrahi bir prosedürdür ve cerrahın deneyimi, başarılı sonuçların elde edilmesinde kritik bir rol oynar. Cerrahın labioplasti konusundaki uzmanlığı, hastanın güvenliği ve memnuniyeti için önemlidir. Tecrübeli bir cerrah, hastanın isteklerini dikkate alarak en uygun tedavi planını belirler ve işlemi başarıyla gerçekleştirir. Tıbbi Durumlar: Hastanın tıbbi geçmişi ve mevcut sağlık durumu, labioplasti işlemi için cerrahın seçeceği teknik üzerinde etkili olabilir. Bazı tıbbi durumlar veya sağlık sorunları, belirli bir teknik veya yaklaşımın tercih edilmesini gerektirebilir. Cerrah, hastanın tıbbi geçmişini değerlendirerek en güvenli ve etkili tedavi planını belirler. Labioplasti Teknikleri: Labioplasti için yaygın olarak kullanılan iki ana teknik şunlardır: Kenar Düzeltme (Edge Resection) Tekniği: Bu teknikte, dudakların fazla veya asimetrik kısımları kesilerek düzeltilir. İstenilen boyut ve şekil elde edilir. V Dikişi (V-Wedge) Tekniği: Bu yöntemde, dudakların V şeklinde bir parça çıkarılır ve ardından dikişle düzeltilir. Bu teknik, iç dudaklarda fazla doku olduğunda tercih edilebilir. Sonuç: Unutulmaması gereken en önemli nokta, labioplasti kararı verilirken hastanın istekleri ve cerrahın uzmanlığına dayanarak en uygun yöntemin seçilmesidir. Her hasta benzersizdir ve tedavi planı buna göre özelleştirilmelidir. Labioplasti, hastaların yaşam kalitesini artıran etkili bir çözüm olabilir, ancak doğru cerrahi yaklaşımın belirlenmesi önemlidir. Bu nedenle, labioplasti adaylarının dikkatli bir ön değerlendirme sürecinden geçmesi ve cerrahlarıyla açık bir iletişim içinde olmaları önemlidir.
Merhaba
Sorularınızı yanıtlamaktan mutluluk duyarız.
kapat