Aşırı Aktif Mesane Sendromu Ne Demek?

Aşırı Aktif Mesane Sendromu Ne Demek?

Genel olarak sık idrara çıkma ile kendini belli eden bir hastalıktır.

Aşırı Aktif Mesane Sendromu Ne Demek?

Aşırı aktif mesane sendromu, genel olarak sık idrara çıkma ile kendini belli eden bir hastalıktır. Fakat bunun yanı sıra başka belirtiler de bulunmakta olup kişi bu belirtilerden herhangi birine sahip olduğunu düşündüğünde doktora gitmelidir. Bilindiği üzere mesane, idrarın içinde toplandığı bir alandır ve kese şeklindedir. Çoğunlukla kaslardan oluşan bu organ, 400-500cc kadar idrarı içerisinde tutabilmektedir. Bunun yanı sıra ortalama olarak doluluğa sahip olduğunda kişi idrara çıkma isteği duymaktadır. Bir kişinin günde 8’den az, gece ise 1 kere idrara çıkması ya da hiç çıkmaması normal bir durum olarak kabul edilmektedir.

Aşırı aktif mesane sorunu olarak bilinen rahatsızlık, kişinin hayat kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Çünkü hastalık kapsamında kişi sık bir şekilde idrara çıkma isteği içerisinde olmaktadır. Bu ise kişinin sosyal yaşantısının sorunlar ile örülmesine sebep olur. Kişinin stres yaşamasına neden olan bu sorun çeşitli belirtiler ile kendini göstermektedir. Peki aşırı aktif mesane belirtileri nelerdir?

Aşırı Aktif Mesane Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Pek çok belirti ile kendini gösteren rahatsızlık kapsamında genel olarak kişi sık sık idrara çıkma isteği içerisinde olmaktadır. Fakat bunun yanı sıra aşağıdaki belirtiler de hastalarda görülmektedir:

  • Gece idrar yapma ihtiyacı ile uyanma
  • Kişinin ani idrara yapma isteği içerisinde olması ve bunu erteleyememesi
  • Normalde daha fazla idrar yapma isteği
  • İstemsiz bir şekilde idrar kaçırma

İnsanların bir kısmı, yukarıdaki durumlardan şikayetçi olmaktadır.

Aşırı Aktif Mesane Sendromuna Neden Olabilecek Hastalık ve Durumlar Nelerdir?

Bazı hastalıkların aşırı aktif mesane sendromuna neden olabildiği bilinmektedir. Kişinin başarılı bir şekilde tedavi edilebilmesi için bu hastalıkların teşhis edilmesi gerekmektedir. Aşırı aktif mesane sendromu bağlamında karşımıza çıkan hastalık ve durumlar genel hatlarıyla şu şekilde sıralanabilmektedir:

  • Şeker hastalığı
  • İdrar yolu enfeksiyonu
  • Çok sıvı almaya bağlı olarak fazla idrara çıkma durumu
  • İdrar torbasının tümör ve taşları
  • İdrar söktürücü ilaç kullanımı
  • Gebelik

Tetkik sırasında doktor, hastada yukarıdaki hastalık ya da durumlardan herhangi biri olup olmadığını belirlemektedir. Doğru bir şekilde tedavi uygulanabilmesi için hastada sendromu tetikleyen bir hastalık ya da durumun bulunmadığı kesinleştirilmelidir. Peki hastalığın teşhisi nasıl yapılmaktadır?

Aşırı Aktif Mesane Sendromu Teşhisi nasıl Yapılır?

Pek çok insan aşırı aktif mesane geçer mi sorusu bağlamında çeşitli araştırmalar yapmaktadır. Uygun tedavi yöntemleri kapsamında hastalığın tedavi edildiği bilinmektedir. Fakat bunun için ilk önce hastalığın teşhis edilmesi gerekmektedir. Peki ama hastalığın teşhisi bağlamında karşımıza çıkan hususlar nelerdir?

İlk tanı yönteminin hastanın öyküsünü dinlemek olduğu bilinmektedir. Doktor, hastanın aile öyküsü dinlemekte olup bu sayede hastalığın derinlerine inmektedir. Bu işlem sonrasında fiziksel muayene yapılmaktadır. Kesin bir şekilde tanı konulabilmesi için ürodinami adı verilen bir testin yapılması gerekmektedir. Fakat bazı hastalarda, detaylı bir şekilde gerçekleştirilen hasta öyküsü ile hastalığın tanısı konulabilmektedir. Tanı koyma işlemlerinin tamamlanması sonrasında hastalığın çeşitli tedavi yöntemleri kapsamında tedavi edilmesi gerekmektedir. Peki hastalığın tedavisinde ön plana çıkan yöntemler nelerdir?

Aşırı Aktif Mesane Sendromu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hastalık belirtilerinden herhangi birine sahip olan insanların bir kısmı, diğer hastaların yorumlarına başvurmakta ve bu şekilde kendilerinde hastalığın bulunup bulunmadığını anlamaya çalışmaktadır. Aşırı aktif mesane yaşayanların yorumları önemli olsa da kişinin sağlıklı bir teşhis ve tedavi için kesinlikle doktora görünmesi gerekmektedir.

Tedavi kapsamında birçok hastanın ilaç tedavisi ile iyileştiği gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra davranış değişiklikleri de oldukça etkilidir. Bu bağlamda tedavi yöntemlerini genel olarak iki başlık altında değerlendirmek mümkündür:

Davranış Tedavisi

Bu tedavi kapsamında sıkışmayı baskılayıcı teknikler, idrar tutucu kas egzersizleri, hastayı kilo verdirme hususunda yönlendirmek gibi yöntemler kullanılmaktadır.

İlaç Tedavisi

Etkinliği güvenilir ve kanıtlanmış olan ilaçlar bağlamında kişiye ilaç tedavisi uygulanmakta olup bu tedavi kapsamında hastaların bir kısmında iyileşme gözlemlenmektedir. İlaçların en sık görülen yan etkilerinden bazıları ağız kuruluğu ve kabızlık olarak görünmektedir.

Yukarıdaki tedavi yöntemleri kapsamında tedavi edilen hastaların büyük bir çoğunluğunun iyileştiği gözlemlenmektedir. Kişiler, hastalık kapsamında herhangi belirtilere sahip olduklarını düşündükleri doktora görünmeli ve doktor tarafından önerilen tedavi yöntemine uymalıdır. Bu husus, hastalığın seyri açısından çok önemlidir.

 






Labioplasti İçin Doğru Teknik Nasıl Belirlenir?
Labioplasti İçin Doğru Teknik Nasıl Belirlenir? Labioplasti, kadınların dudaklarını yeniden şekillendirmek için cerrahi bir prosedürdür. Bu işlem, dudakların boyutunu, şeklini ve simetrisini düzeltmek veya değiştirmek için kullanılır. Labioplasti, hem estetik hem de fonksiyonel nedenlerle gerçekleştirilebilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir. Ancak, bu cerrahi işlem öncesinde dikkate alınması gereken birçok faktör vardır. Anatomik Yapı: Her hastanın anatomik yapısı farklıdır ve bu nedenle labioplasti için en uygun teknik veya yaklaşım, hastanın mevcut özelliklerine bağlı olarak belirlenmelidir. Dudakların boyutu, simetrisi ve genel anatomik yapısı, cerrahın seçeceği teknik üzerinde belirleyici olabilir. Hasta Tercihleri: Labioplasti genellikle estetik ve/veya fonksiyonel nedenlerle yapılır. Hastanın istekleri ve beklentileri, cerrahın uygun teknik seçiminde önemli bir faktördür. Bazı hastalar dudaklarının görünümünden rahatsızlık duyarken, diğerleri dudaklarının işlevselliğini artırmak isteyebilir. Hastanın tercihleri ve beklentileri, cerrahın tedavi planını belirlemesine yardımcı olur. Cerrahın Uzmanlığı: Labioplasti işlemi cerrahi bir prosedürdür ve cerrahın deneyimi, başarılı sonuçların elde edilmesinde kritik bir rol oynar. Cerrahın labioplasti konusundaki uzmanlığı, hastanın güvenliği ve memnuniyeti için önemlidir. Tecrübeli bir cerrah, hastanın isteklerini dikkate alarak en uygun tedavi planını belirler ve işlemi başarıyla gerçekleştirir. Tıbbi Durumlar: Hastanın tıbbi geçmişi ve mevcut sağlık durumu, labioplasti işlemi için cerrahın seçeceği teknik üzerinde etkili olabilir. Bazı tıbbi durumlar veya sağlık sorunları, belirli bir teknik veya yaklaşımın tercih edilmesini gerektirebilir. Cerrah, hastanın tıbbi geçmişini değerlendirerek en güvenli ve etkili tedavi planını belirler. Labioplasti Teknikleri: Labioplasti için yaygın olarak kullanılan iki ana teknik şunlardır: Kenar Düzeltme (Edge Resection) Tekniği: Bu teknikte, dudakların fazla veya asimetrik kısımları kesilerek düzeltilir. İstenilen boyut ve şekil elde edilir. V Dikişi (V-Wedge) Tekniği: Bu yöntemde, dudakların V şeklinde bir parça çıkarılır ve ardından dikişle düzeltilir. Bu teknik, iç dudaklarda fazla doku olduğunda tercih edilebilir. Sonuç: Unutulmaması gereken en önemli nokta, labioplasti kararı verilirken hastanın istekleri ve cerrahın uzmanlığına dayanarak en uygun yöntemin seçilmesidir. Her hasta benzersizdir ve tedavi planı buna göre özelleştirilmelidir. Labioplasti, hastaların yaşam kalitesini artıran etkili bir çözüm olabilir, ancak doğru cerrahi yaklaşımın belirlenmesi önemlidir. Bu nedenle, labioplasti adaylarının dikkatli bir ön değerlendirme sürecinden geçmesi ve cerrahlarıyla açık bir iletişim içinde olmaları önemlidir.
Merhaba
Sorularınızı yanıtlamaktan mutluluk duyarız.
kapat